Roma Dönemine Ait ‘Tarihi Mozaiklerin’ Restorasyonu Devam Ediyor
30Temmuz2021

Roma Dönemine Ait ‘Tarihi Mozaiklerin’ Restorasyonu Devam Ediyor

Osmanlı döneminde askeri hastane olarak kullanılan, 25 yıl boyunca Zeytinburnu Belediye Başkanlığı binası olarak hizmet veren Zeytinburnu Kazlıçeşme’deki tarihi yapının restorasyonu sırasında zemininde bulunan yaklaşık bin 700 yıllık mozaiklerin restorasyon ve konservasyon çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait olduğu düşünülen mozaiklerin restorasyonu tamamlandıktan sonra, alan müzeye çevrilerek ziyarete açılacak.

Zeytinburnu Belediyesi’nin yeni hizmet binasına taşınmasının ardından Kazlıçeşme’de bulunan tarihi başkanlık binasının restorasyon süreci başladı. Bu çalışmalar sırasında yapının zemininde M.S. 5. yüzyıl olduğu düşünülen Geç Roma – Erken Bizans dönemi mozaiği bulundu. Mozaik, Kazlıçeşme Sanat adıyla hizmet vermeye başlayan binada camdan bir koruma altına alınarak sergilenmeye başlandı. Binanın bahçesinde devam eden yeni mozaik arayışları ise olumlu sonuçlandı. İstanbul Arkeoloji Müzelere Müdürlüğü denetiminde bu alanda deneme kazıları yapıldı. 2019 Haziran ayında deneme kazısında yeni mozaikler bulundu. İstanbul II Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararları neticesinde kazı işlemi tamamlandı. Şimdi ise alanda restorasyon ve konservasyon çalışmaları devam ediyor.

BAŞKAN ARISOY: “SUR DIŞINDA BULUNAN EN BÜYÜK MOZAİK DOKUSU”

Kazlıçeşme Sanat’ın otopark kısmının yaklaşık 1.5 metre altında bulunan mozaikler hakkında bilgi veren Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “İçinde bulunduğumuz alan 1984’ten 2015’e kadar Zeytinburnu Belediye Başkanlığı binası olarak kullanılan bir yapı. Şu anda bu alanın otopark kısmındayız. Bina altında bulunan mozaiklerin ziyarete açılma tarihi ise 2018. Biz göreve başladıktan sonra içerideki mozaiklerdeki geometrik desenlerinden mozaiğin bina dışında da devam ettiğini düşündük. İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü denetiminde bu alanda deneme kazıları yaptık. 2019 Haziran ayında deneme kazısında mozaiğin devamını bulduk. Kurul kararları neticesinde kazı işlemini tamamladık. Şimdi buradaki mozaikleri de ziyarete açmak üzere restorasyon ve konservasyon çalışmaları yürütüyoruz. Burayı güneşten, yağmurdan koruyacak ve ziyarete açacağız, üzerini kapatacağız. İçerisiyle beraber toplamda yaklaşık 186 metrekarelik bir mozaik keşfettik. Mozaiğin 4’te 3’ünü şu anda bulmuş durumdayız. Bu sur dışında bulduğumuz en büyük mozaik dokusu olacak. O bakımdan sadece ilçenin değil İstanbul’un tarihini de etkileyecek yeni bir bulgu diyebiliriz.” diye konuştu.

Mozaiklerin Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait olduğu düşünüldüğünü belirten Başkan Ömer Arısoy, “Bununla ilgili bir sempozyum da yaptık ve bu önümüzdeki günlerde kitaplaşacak. Buranın bir an evvel bitip, mozaik müzesine dönüşmesini hayal ediyoruz. Özellikle dışarıda keşfettiğimiz bu bölüm, bina içini görmek istemeyen ziyaretçilerimiz için de dışarıdan da kolaylıkla görülebilecek bir şekilde dizayn edilecek.” dedi.

MİMAR OLCAY AYDEMİR: “ONARILMASI GEREKEN PARÇALAR ATÖLYEYE GÖTÜRÜLÜYOR”

Restoratör Mimar Olcay Aydemir ise gün yüzüne çıkan mozaiklerin heyecan verici olduğunu dile getirerek şunları söyledi: “Çok farklı fonksiyonlarda kullanılmış bir yapı söz konusu. Bu mozaiklerin Geç Roma-Erken Bizans dönemine ait olduğu düşünülüyor. Ancak o döneme ait bir yapı kalıntısı olmadığından tam bir tarihleme yapmamız mümkün değil. Bir mozaik parçasının bulunması ve devamında bunun gelmesi bize şunu kazandırdı; sur dışında bu ölçekte büyük parçada bir mozaik kalıntısını ilk defa görüyoruz. Bu hepimiz için heyecan verici bir durum. Bu çalışmanın devamında ise burayı bir ziyaretçi ile buluşturma hikayesi oluştu. Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü’nün denetiminde yapılan kazılardan sonra bu mozaiklerin konservasyon çalışmaları başladı. Bunlarla ilgili birtakım projeler ve reçeteler hazırlandı. O reçetelere uygun olarak da biz bu mozaikleri şu anda onarmak üzere işlemler yapıyoruz. Yoğun bir kazı dönemi ve kayıp parçalarımız var. Bir kaba temizlik ardından da ince temizlik yapılıyor. Onun arkasından maskeleme dediğimiz bir uygulama var. Zayıf parçaların kaldırılması ve atölyeye götürülmesiyle başlıyor. Konservasyonları yapıldıktan sonra burada araştırmalarımız devam edecek, topraklar elekten geçecek. Kayıp parçalar varsa onlar toplanıp bir araya getirilecek. Daha sonra da zemine tekrar aplike edilerek ziyaretçi ile buluşur hale gelecek.”

Diğer Haberler